İFTİRALARIN ARKASINDAKİ GERÇEK: ÇELENLİOĞLU AİLESİ!
Ezgi Çelenlioğlu, Adnan Oktar davasının etkin pişman sanıklarından Çağla Çelenlioğlu’nun kız kardeşidir. Çağla Çelenlioğlu, Adnan Oktar’ın arkadaş grubunda son derece mutlu, neşeli, rahat ve varlık içinde yaşarken hiçbir suçu olmadığı halde, bir anda yaşamakta olduğu hayatın tam aksi bir ortam olan cezaevi gibi çok zorlu, ürkütücü bir ortama girmiştir.
Çağla, gözaltına alındığında verdiği ifadesinde tehdit edildiğini, kız kardeşleri Ezgi ve Gamze’nin de bu tehditlerden dolayı gerçekleri yansıtmayan ifadeler verdiklerini söylemiştir. Tutuklanıp Yenişehir Cezaevi’ne gönderildiğinde de bu baskının devam ettiğini belirtmiştir.
Çağla Çelenlioğlu, küflü, kirli, çok soğuk; sinek, böcek ve farelerin yoğun bulunduğu, 3 adımlık tecrit hücresindeki zor koşullara ancak 6 ay dayanabilmiştir. Bir yandan bazı husumetli müştekiler ve bunların avukatları tarafından itirafçı olması yönünde yapılan baskılar, gözünün korkutulması, diğer yandan da basında çıkan asılsız, karalayıcı, linç haberleri, Çağla’yı dehşete düşürmüş ve yıldırmıştır. Sonuçta cezaevinden kurtulmak için başka çaresi olmadığına inandırılan Çağla, çok sevdiği arkadaşlarına iftira atmak zorunda bırakılmıştır.
EZGİ ÇELENLİOĞLU VE AİLESİ HUSUMETLİ HALE NASIL GETİRİLDİ?
Adnan Oktar davasının husumetli müştekileri, Çelenlioğlu ailesini Adnan Oktar ve arkadaş grubuna karşı husumetli hale getirmeye çalışmış ve kısmen de başarılı olmuştur. Çağla Çelenlioğlu’nun etkin pişman haline getirilme sürecinde Özkan Mamati ve Uğur Şahin’in tüm aile bireyleri ile görüşmeler yaparak bu konuda önemli rol oynadıkları anlaşılmaktadır. Nitekim Ezgi Çelenlioğlu’nun ablası Gamze Çelenlioğlu mahkeme ifadesinde de bu kişilerle ailece görüştüklerini söylemiştir.
Baba Ömer Çelenlioğlu husumetli müştekilerden Uğur Şahin ile görüştüğünü ve kendisine kızı Çağla’nın SAHTE EVLİLİK yaptığını anlattıklarını, diğer kızlarının da sözde örgüte kazandırılmak üzere gruptaki kişilerle görüştürüldüğünü söylediklerini beyan etmiştir.
Bu şekilde husumetli hale getirilen baba Ömer Çelenlioğlu, kurgu senaryodan etkilenmiş, kızlarını “kurtarma refleksi” ile panik ve korku yaşamıştır. Ömer Çelenlioğlu, müşteki haline getirilme sürecinde husumetli kişilerle yakın ilişki içerisinde olmuş, sonucunda tüm ailesini de müşteki haline getirmiş ve ifade vermelerini sağlamıştır.
Ezgi Çelenlioğlu, sırf ailesinin yalanlarla husumetli hale getirilmesi sebebiyle Adnan Oktar ve arkadaş grubundaki kişilere masum olduklarını bildiği halde hiçbir rahatsızlık duymadan kolayca iftira atmıştır. Ezgi Çelenlioğlu’nun hiç çekinmeden attığı bu iftiralar sebebiyle birçok suçsuz insan onlarca yıl hapse mahkum edilmiştir. Ezgi Çelenlioğlu sırf kendini ve ailesini kurtarmak için husumetli müştekilerin komplosunun içerisine düşmüştür.
Tüm bunlardan da açıkça anlaşılmaktadır ki Çelenlioğlu ailesi husumetli müştekiler tarafından özel olarak seçilmiş, çeşitli şekillerde kandırılarak çok büyük bir kumpasın aktörleri haline getirilmiştir.
EZGİ ÇELENLİOĞLU VE AİLESİNİN ‘‘YAŞI KÜÇÜK’’ İFTİRASI!
Çelenlioğlu ailesi, Adnan Oktar ve arkadaşlarının özellikle “yaşı küçük çocuğa cinsel istismar” suçu ile itham edilebilmeleri ve daha fazla ceza almalarını sağlamak için Ezgi, Gamze ve Çağla Çelenlioğlu’nun Adnan Oktar ile tanışma zamanını mümkün olduğunca ÖNCEKİ bir tarihe çekmeye çalışmışlardır.
Ezgi Çelenlioğlu Adnan Oktar ile tanışma tarihini emniyette 31 Aralık 2012 olarak beyan etmiş, mahkemede ise bu tarihi 1 Ocak 2015 olarak değiştirmiştir. Emniyet ifadesinde 2012 tarihinin verilmesi öylesine bir durum değildir. Bu tarihin verilmesindeki amaç; Ezgi, Gamze ve Çağla Çelenlioğlu’nun henüz reşit değilken sözde cinsel eylemlere maruz kaldığını iddia edip Adnan Oktar ve arkadaşlarının daha fazla ceza almalarını sağlamaktır. Ama işler Çelenlioğlu ailesinin düşündüğü gibi gitmemiş ve gerçekler gün yüzüne çıkmıştır. HTS kayıtları bu görüşmenin gerçekleşmediğini ortaya koymuştur. Yani; Ezgi, Gamze ve Çağla Çelenlioğlu 2012 yılında henüz arkadaş grubundan hiç kimse ile tanışmamaktadır. Ayrıca iddia edilen tarihte, iddia edilen eylemlerin gerçekleştiği söylenen HÜR SOKAKTAKİ A9 STÜDYOSU DA YOKTUR. Bundan dolayı Ezgi Çelenlioğlu mahkemede tanışma tarihini 1 Ocak 2015 olarak DEĞİŞTİRMEK zorunda kalmıştır.
EZGİ ÇELENLİOĞLU’NUN AŞAMALARDA DEĞİŞEN AKIL DIŞI CİNSEL TACİZ SENARYOSU
Ezgi Çelenlioğlu mahkeme ifadesinde 2017 YILININ BAŞLARINDA, 18 yaşının içindeyken Adnan Oktar’ın kaldığı Kandilli’deki evde, sözde SAĞLIĞINI KONTROL AMAÇLI parmakla tacize uğradığına dair bir hikaye anlatmıştır. Fakat bu senaryo sonradan kurgulanmış olacak ki Ezgi, emniyet ifadesinde böyle bir olaydan hiç bahsetmemiştir.
Ayrıca Ezgi, Adnan Oktar’ı televizyonda izlemiştir. Tüm Türkiye gibi o da kim olduğunu gayet iyi bilmektedir. Adnan Oktar’ın sözde ‘doktor’ olduğunu söylemesine ve SAĞLIĞINI KONTROL EDER GİBİ yapmasına inanması ve buna izin vermesi mümkün değildir. Daha da önemlisi ADNAN OKTAR, ONU TANIYAN KİŞİLER ARASINDA SON DERECE TİTİZ VE TEMİZ BİR İNSAN OLARAK BİLİNMEKTEDİR. HATTA BU DURUM BİRÇOK GAZETE HABERİNE DE KONU OLMUŞTUR. Bir kadının cinsel organı idrarın, kanın geldiği, birçok bulaşıcı hastalığın kaynağı olan, farklı bakteri türlerini barındıran, hiçbir şekilde hijyen olmayan bir bölgesidir. Bu bölgeye parmağın sokulması ve dahası bundan zevk alınması, hele ki titizliği ile gündem olmuş bir insan için mümkün değildir.
Ezgi’nin beyanındaki tuhaflıklar bunlarla da sınırlı değildir. Ezgi Çelenlioğlu mahkeme ifadesinde uğradığı sözde tacizin detaylarını verirken parmak sokma olayından bahsetmemiş, sadece okşama demiştir. Ancak Mahkeme Başkanı’nın “PEKİ PARMAĞININ GEÇİŞTİĞİ BİR MİKTAR OLDU MU?” sorusuna, biraz önce kendi verdiği beyanı değiştirip “EVET BİRAZ MİKTAR OLDU” demiştir.
Ayrıca tüm bu olaylardan sonra, Ezgi 18 yaşını doldurduğu tarihte yani sözde kendisine yapıldığını iddia ettiği cinsel taciz olayı gerçekleştikten sonra DOĞUM GÜNÜNDE, tekrar A9 TV stüdyosuna Adnan Oktar’ı ziyarete gittiğini iddia etmektedir. Ezgi Çelenlioğlu’nun iddia ettiği cinsel taciz olayı gerçekten yaşanmış olsaydı Ezgi doğum günü gibi özel bir günde tekrar oraya gitmek ister miydi? Oraya gitmek bir kenara dursun Ezgi’den bunu “düşünmesi” dahi elbette ki beklenemezdi.
Tüm bunlar göstermektedir ki Ezgi tamamen kurmaca, gerçeklikten uzak, mesnetsiz iddialarda bulunmuştur. İddiaların ve iftiraların hiçbir delili yoktur. Ezgi iddialarını destekleyecek tek bir rapor, delil, şahit getirememiştir.
EZGİ ÇELENLİOĞLU’NUN VERMEDİĞİ BİR İFADENİN FOTOĞRAF TEŞHİS TUTANAĞINA EKLENMESİ KUMPASIN DELİLİDİR!
Ezgi Çelenlioğlu ilk fotoğraf teşhisinde Adnan Oktar’a herhangi bir cinsel suç isnadında bulunmamıştır. Aynı şekilde arkadaş grubunda tanıdığı Bora Yıldız ve Ender Daban için de teşhiste bulunmuş ancak yine hiçbir cinsel isnatta bulunmamıştır. Ancak ablası Çağla Çelenlioğlu etkin pişman haline getirildikten sonra Ezgi Çelenlioğlu’na bir fotoğraf teşhisi daha yaptırılmıştır. Ezgi Çelenlioğlu bu teşhiste aynı 3 kişi için daha önce hiç bahsetmediği sözde cinsel isnatlarda bulunmuştur.
Bu çelişki kendisine mahkemede sorulduğunda; Bora Yıldız ve Ender Daban ile anal-oral ilişki olmadığını beyan etmiştir. Ayrıca ANAL-ORAL İLİŞKİ İFADESİNİN KENDİSİNE AİT OLMADIĞINI, FOTOĞRAF TEŞHİS TUTANAĞINI HIZLICA İMZALADIĞI İÇİN KONTROL EDEMEDİĞİNİ BEYAN ETMİŞTİR.
Ezgi Çelenlioğlu’nun bu beyanı Adnan Oktar ve arkadaşlarına yönelik, organize bir biçimde, ince ince planlanarak hazırlanan KUMPASI bir kez daha gözler önüne sermektedir.
İFTİRA ATIP HİÇBİR ŞEY OLMAMIŞ GİBİ HAYATINA DEVAM ETTİ!
Ezgi Çelenlioğlu tüm bu yaşanan olaylardan sonra sanki hiçbir şey olmamış gibi güle oynaya, şen şakrak, neşeli bir şekilde ablası Çağla Çelenlioğlu ile katıldıkları sokak röportajında ‘‘Konsept Evlilik Teklifleri’’ hakkında konuşmuş ve hayalindeki evlilik teklifini ‘‘Aslında uçakta falan böyle, helikopterde falan böyle’’ şeklinde tarif etmiştir.
Yaptığı sokak röportajından da açıkça anlaşılıyor ki Ezgi, gönül rahatlığıyla hayatına devam edip gününü gün eden biridir. Çünkü yaşadığını iddia ettiği olaylar gerçek değildir. Bu tertemiz, masum genç kız kendisini ve ailesini kurtarmak için Adnan Oktar ve arkadaşlarına iftira atmak zorunda bırakılmıştır.
Ezgi Çelenlioğlu’nun genel yaşantısında herhangi bir üzüntü, rahatsızlık, depresyon belirtisi göstermediği, gayet sağlıklı olduğu ailesi ile katıldığı düğün ve eğlencelerde görülmektedir.
ÇELENLİOĞLU AİLESİNİN KATILDIĞI ORGANİZASYONLARDAN FOTOĞRAFLAR:
Ezgi Çelenlioğlu’nun söylemek zorunda bırakıldığı iftiralar sebebiyle tertemiz, masum insanlar ailelerinden, sevdiklerinden, işlerinden, sosyal çevrelerinden, özgürlüklerinden mahrum kalmışlardır. Hiçbir suçları olmadığı halde yıllardır soğuk, bakımsız, küflü, dört duvar arasında, azılı suçlularla birlikte çok zor şartlarda hapis yatmaktadırlar.
Yorumlar
Yorum Gönder